ATATÜRK  KÖŞESİ

Hayatı
İlkeleri

Devrimleri

Kronoloji

Vecizeleri
Linkler

İstiklal Marşı
10.Yıl Marşı
Gençliğe Hitabesi
Basında Atatürk
Fotoğraf Albümü

Anılarla Atatürk

                                    *** Egitim Portali Sayfasına Hoş Geldiniz...   Giriş or Kayıt Ol. ***        
Egitim Portali
  Giriş or Kayıt Ol
Ana Sayfa         Yönetim          Forum         Sohbet Odası            İletişim

SİTE İÇİ ARAMA


MODÜLLER

Atatürk'ün Hayatı

Web Yöneticisi

İletişim

E-Devlet

Gazeteler

Sevgili Peygamberimiz

Sifali Bitkiler

Rüya Tabirleri

Burçlar

Forum

Nutuk

Tr.Tanıtım

Çocuk Oyunları

Komik Resimler

Gif Arşivi

SON DAKİKA HABERLERİ
YAZI KATAGORİ
· Anılarımız(6)
· Makaleler(19)
· Kültür-Sanat(2)
· Bilim Teknik(12)
· Edebiyat(9)
· Söyleşiler(4)
· iLgİnÇ NoTLaR(12)
· Masal ve Hikayeler(4)
ÇEŞİTLİ LİNKLER

 *  T.C. Kimlik Numarası

 *  Türkiye Tanıtım

 *  Tarihta Bugün

 *  Eğitim Siteleri

 *  Çesitli Linkler

 *  Şehirlerarası Tlf Kodu

 *  Uluslarrası Tlf Kodu

 *  Hava Durumu

 *  Trafik Yol Haritası

 *  Motorlu Taşıtlar Vergisi   

 *  Emeklilik Sorgulama

BÖLGELERİMİZ

 

İllerimizi Tanıyalım

 

 

DÖKÜMANLAR

  Kanunlar

  Yönetmelikler

  Tebligler Dergileri

  Resmi Gazete

NAMAZ VAKTİ
ALTIN FIYATLARI
Egitim Portali Köşe Yazıları Bölümüne Hoşgeldiniz!..

BAŞARININ PAYDAŞLARI



Yazar Adı: İsmail KARAYILAN

Yazar İletişim: ikryln@hotmail.com


BAŞARININ PAYDAŞLARI

Anne-baba ve çocukların; geleceğe yönelik hedeflerine ulaşabilmeleri için zorlu birçok engeli aşılmaları, programları başarı ile tamamlamaları, enerjilerini bilinçli ve etkin bir şekilde kullanmaları gerekir. Bu nedenle, aile olanakları, çocuğun yetenekleri ve çevre koşulları göz önünde bulundurularak irdelenmeli ve bu doğrultuda hedef belirlenmelidir. Bu gerçekçi yaklaşım içinde; anne-baba olarak sizler ve en önemlisi de çocuğunuz, belirlediğiniz hedefe ulaşmada başarılı olacağınıza yürekten inanmalısınız. Gencimiz kendini ve mevcut kapasitesini nasıl görüyorsa öyle bir sonuca ulaşması kuvvetle olasıdır. Yeter ki, ailece gerçekçi bir değerlendirme yapılmış olsun.
Demek ki; öncelikle çocuğun, kendini nasıl kurguladığı ve hangi alanda daha yetenekli olduğu, nelere ilgi duyduğu ve gelecekte nasıl bir yaşamı arzu ettiği belirlenmelidir. Hatta arzulanan mesleğin çalışma koşullarını, meslek için gereken özelliklerin neler olduğunu masaya yatırarak irdelenmelidir. Ayrıca, bu eğitimin gerçekleşmesinde ne kadar giderinizin olacağı ve bunun karşılanıp karşılanamayacağı dahi gözden geçirilmelidir. Bu ve benzerleri konular hedefinizin belirlenmesinde ana ekseni oluşturmalıdır.
İşte bu çerçevede hedefin gerçekçi biçimde tanımlanması, hedefe gidecek yolda engelleyen nedenlerin göz önünde bulundurarak çalışma programının oluşturulması başarının yönünü belirler. Her öğrencinin hayallerine ulaşması için öncelikle başarılı olacağına inanması gerekir. Çünkü inanmak başarmanın yarısıdır. Başarma isteminin oluşumunda sosyal çevrenin rolü de çok büyüktür. Yine de çocuğun kendine özgü özel dünyasını göz önünde bulundurarak program oluşturulması başarılı olmanın gereklerinden biridir. Bu program öyle bir program olmalı ki hiç sorun yaşanmadan uygulanabilir gerçekçi bir program olmalıdır. Siz ailelerden beklenen, onun öz güvenini güçlendirerek her alanda ona destek olmanızdan ibarettir. Bu bağlamda uzun bir süreci kapsayan çocuğun eğitim-öğretimi için de kaygılanmamak elinizde olan bir durum olamaz. Zaten başarılı olma kaygısı da çocuk için olumsuz bir şey değildir. Orta şiddette kaygı çocuğun başarısını artıran bir duygudur. Her sıkıntının mutlaka bir çözüm yolu vardır ve endişeye de gerek yoktur. Bundan sonrası ise; verimli olabilecek öğrenme tekniklerini belirleyerek iç disiplinin sağlanması olmalıdır. Yani hiçbir durum çocuğun çalışmasını engelleyecek ve moral değerlerini bozacak nitelikte olmamalıdır. Böylece günlük olayların akışı rastlantıya bırakılmadığı için onun zamanını planlı bir şekilde kullanmasını ve amacı doğrultusunda çalışmasını sağlar. Düzenli, sürekli ve inançlı bir şekilde sürdürülen çalışmanın sonu başarıdır ve buna hiçbir engel de karşı koyamaz! Sağlık hariç... Yalnız bu çocuğun kendisini sosyal hayattan soyutlaması anlamına da gelmez. Ancak çalışmaması da vicdan azabı çekmesine neden olur ki bu durum ona daha büyük sıkıntı verir.
Tabii iyi bir program  ne zaman ders çalışmalıyım? hangi konulara çalışmalıyım?  ne kadar ve nasıl çalışmalıyım?  Konu tekrarlarını hangi aralıklarla ne kadar sıklıkta yapmalıyım? gibi sorulara cevap veren programdır. Yani en iyi program; konuları sistematik bir biçimde verimli olunan zamanlara düzenli aralıklarla dağıtılmış uygulanabilir bir programdır. Şunu da unutmamak gerekir. Öğrenilen bilgiler aralıklı tekrarlanılmadığı sürece unutulur. Onun için yeni işlenen konulara öncelik vermek suretiyle kalan zamanlarda periyodik olarak geçmiş konuların tekrarlanması gerekir. Tabii bu arada orta şiddette heyecanlanma doğaldır ve onu yönlendiren bir kılavuz gibidir adeta!
Yukarda da değindiğimiz gibi çocuk için derse hazırlanmak ve çalışmak yaşamdan kendini soyutlaması anlamına gelmez. Gezmek, arkadaşlarıyla buluşmak ve televizyon seyretmek onun da hakkıdır. Yeter ki kendine özgü sınırları önceden belirlenmiş, hangi derse ne zaman ve ne kadar süreyle çalışılacağı ayarlanmış bir program çerçevesinde gününü geçirebilsin. Yalnız bu program hazırlanmadan önce eksiklerin belirlenmesi, yeni edinilecek olan ve güçlük çekilen bilgilerin ayrıntılı olarak gözden geçirilmesi şarttır. Her bireyin gereksinimi, hedefi, beklentisi, eğitim alt yapısı farklıdır. Çocuğun da özel koşulları doğrultusunda planlama yapması, gidiş-geliş de dahil okulda geçirilen süre yukarda da değinilen hususlar için ayrılacak süreler dikkate alınarak çalışma programı oluşturulup odanın dikkat çeken en uygun yerine asılmalıdır. Yalnız bu programınızda kesinlikle tekrar saatleri yer almalıdır. Çünkü bilgi öğrenildikten sonra belirli aralıklarla tekrar edilmesi o bilgilerin uzun süreli bellekte son derece güçlü biçimde yerleşmesini sağlar. Başkalarıyla da hiçbir konuda kendini kıyaslamasına izin verilmemelidir. Aslında çocuğun hedeflediği okulun/fakültenin bir resminin de programın yanına asılmasında yarar vardır...
Verimli çalışma, düzenli bir çalışma ortamında çocuğun kendine özgü hazırlamış olduğu program doğrultusunda yoğunlaşarak uygulaması demektir. Bunun için haftalık olarak çalışmaların değerlendirilmesinde yarar vardır. Zaman iyi kullanılmış mı? Gerçekleştirilemeyen çalışmalar var mı? Eksiklikler ve anlaşılmamış konular var mı? gibi sorular yanıtlanarak sonraki günlerde telafi yoluna gidilebilir. Aslında çocuk okula/dershaneye giderken ön hazırlık yaparak giderse, dersi de aktif bir şekilde dinlerse, anlayamadığı noktaları anında sorarsa, düzenli not tutmak suretiyle o konuyu daha iyi anlayabilir ve ek çalışmalara daha uzun zaman ayırabilir. Ayırdığı zamanı eksik olduğu alanlarda ve öğrendiği bilgileri zamana karşı hızlı kullanabilme becerisini geliştirebilme ve süratlenme amacıyla düzenli aralıklarla test çözümü yapabilir. Unutmayınız, tüm sorular o dersin programı çerçevesinde hazırlanmaktadır. Okuldaki dersleri çok önemlidir. Siz anne/baba ve gençlere söylemeliyim ki; sınavlar ne zor, ne de kolaydır. Sizler zorlaştırır veya kolaylaştırırsınız. Her şey insanın bakış açısına göre şekillenir. Baktığın yerde görmek istediğin ne ise onu görürsün! Bunu unutmamanızı önerebilirim.
Yukarda yaptığımız kısa açıklamalardan sonra çocuğunuzun verimli ders çalışması için nelere dikkat etmeniz gerektiği konusunda bazı hususları belirtmemiz gerekirse:
Verimli ders çalışmanın gün boyu sağlıklı dağılımını yapabilmemiz için kaliteli olarak uykunun alınması gerekir. Kesintisiz uygulanacak uyku kurgulaması kişiye göre değişse de 23.00-07.00 saatleri arasındaki bir uykunun sağlıklı olacağı düşünülmektedir. Hatta uyku saati gelmesine rağmen planladığınız derslerini yetiştirememesi halinde dahi uykuyu tercih etmesini sağlamanızda yarar vardır.
Özellikle sabah kahvaltılarına önem verilmesi, öğle ve akşam yemeklerinin az yağlı ve hafif olması, mevsim sebzelerine ağırlık verilmesi, kahve ve kola gibi içeceklerden uzak durulması onun beslenmesinde dikkat edeceğiniz hususlardır. Okul ve dershaneye aç gitmemesine özen göstermelisiniz.
Ben kendi başıma da öğrenirim iddiasında bulunmasına izin vermeden; dersi derste öğrenmesi, öğretmenini çok dikkatli dinlemesi, anlaşılmayan hususları derste sorarak çözmesi, derse aktif olarak katılması bilinci verilmeye çalışılmalıdır. Öncelikle bugün ben neler öğrendim? Yarın neler öğreneceğim? Sorularını kendi kendine sorması ve gereğini yerine getirmesi alışkanlığı verilmeye çalışılmalıdır.
Başarılı ve etkin öğrenmenin en önemli unsurlarından biri de tekrardır. Unutmanın olmaması, onun yapacağı günlük ve aralıklı tekrara bağlıdır. Tekrarsız yapılan soru çözümleri onun beklentilerini karşılamadığı gibi sebep-sonuç ilişkisi kurmasını da engeller. Aslında günlük 1 saatlik tekrar, sorunların büyük bölümünü çözümlemiş olur.
Soru çözme; ne kadar öğrendiğinden çok, öğrendiğini ne kadar pratiğe dönüştürdüğüyle ilgilidir. Çok soru değil, anlayıncaya kadar soru çözmesi, zorlandığı sorularda konu tekrarına gitmesi en isabetli izleyeceği yoldur. Onu başkalarıyla kıyaslamayınız ve kendisini kıyaslamasına da izin vermeyiniz. Bir gün önceki rekorunu bir gün sonra kırdığı zaman başarıya giden yoldadır demektir. Sizin dikkat edeceğiniz; çocuğunuz derslerine rast gele zamanlarda mı yoksa belirli saatlerde mi çalıştığına dikkat etmek olmalıdır.
Çocuğun çalışma ortamının düzenli ve sade, dikkat dağıtıcı ilgi çekici nesne ve eşyalardan uzak, ılık ve aydınlık olmasını sağlamalısınız. Ayrı bir çalışma odasına sahip olmaması halinde odanın bir köşesini bu amaç için düzenlemelisiniz. Çünkü zamanın en büyük düşmanı dağınıklıktır.
Aynı konuda sürekli aynı hataları yapıyorsa zamanını boşa harcıyor demektir. Hatalı sonuçları mutlaka konu tekrarı ile çözmeli ve eğitim alt yapısını sağlıklı bir şekilde oluşturmasına yardımcı olmalısınız. Her konu bir sonraki konunun temelidir. Temeli sağlam olmayan bir bina en ufak sarsıntıda yıkılabilir. Konuyu anlamadan soru çözmeye başlamak kadar anlamsız bir şey de olamaz. Bu nedenle çocuğunuzun okulu ve dershanesine en az ayda bir kez uğramalı ve öğretmenleriyle iş birliği içinde eğitimine katkıda bulunmalısınız.
Ders çalışmak için aşırı sessiz bir ortam sağlamak hiç de kolay olmayabilir. Günlük yaşam içinde mevcut sesler içinde ders çalışmayı alışkanlık haline getirmesi için dikkatsizlikten kaynaklanacak sorunlara karşı da pratik çözümler bulmasında ve bu durumu alışkanlık haline getirmesinde birlikte düşünceler üretmelisiniz. Onun motivasyonunu bozucu konuşma ve davranışlarda da bulunmamalısınız.
Her başarısızlık, daha akıllıca başlamak için bir fırsattır. Çalışmalarını kesintiye uğratacak telefon ve televizyon gibi araçlardan uzak durmasına, 50 dakikalık aralıksız çalışma sonunda kendine 10 dakikalık dinlenme zamanı ayırmasına ve önüne çıkan engelleri aşmasına yardımcı olunuz. Bir işe başlarken o işte nasıl başarılı olacağını değil o işe nelerin engel olacağını düşünerek ve engelleri ortadan kaldırmak için çaba harcarsanız çocuğunuz başarılı olacaktır.
Anne/baba ve öğretmenlerin çocuktan genel beklentisi, onların derslerine çok çalışıp başarılı olmaları yönündedir. Beklenti böyle olunca da başarısızlığın nedeni yeterince çalışmamak olarak görülmekte, ondan daha çok çalışması istenmektedir. Oysa yukarda da bahsettiğimiz gibi bilinçsizce çok çalışmak değil, verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince yararlanarak etkili çalışmaktır. Şunu da unutmamak gerekir. Bir çocuğun isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi, diğer bir çocuk zor öğrenebilir. Bunun için aynı konu veya ders için bir öğrencinin gereksinim duyduğu zaman ile diğer öğrencinin gereksinim duyduğu zaman arasında da farklılık vardır.
Etkili dinleme; söylenenleri duymak değil, söylenenleri önemsemek, kavramak ve değerlendirmektir. Çocuğunuz öğretmeni dinlerken bir sonrasında neler söyleyeceğini tahmin ederek dikkatini diri tutabilir ve derse katılım sağlayabilir. Bir ders boyunca anlatılanların ana fikrini özümserse anlatılmak istenenin ne olduğunu anlayabilir. Zaten öğretmen konuyu anlatırken bir takım ipuçları verir. Dikkatli bir öğrenci bunları yakalar ve gerekli notunu alır. Not da öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil anlaşıldığı gibi yazılmalıdır. Çocuğunuzun derslerde böyle bir tutum sergilemesinde katkıda bulunabilirsiniz. Bu doğrultuda öneride bulunurken ona nasihat edin demedim...
Anne/babalar okulda benimsenen eğitim anlayışını, uygulanan eğitim yöntemlerini bilmeliler ve beklentilerini belirtebilmelidirler. Bunu söylerken çocuğu ile ders çalışmalıdır anlamı da çıkarılmamalıdır. Bu durum çocuğun motivasyonunu bozar ve okulla da çelişen durumlar yaratabilir. Sizin göreviniz onun gelişimsel özelliklerini iyi tanıyarak beklentilerinizi bu doğrultuda oluşturmanızdır. Yapılan bir ankette başarılı öğrencilerin anne/babalarının kişilik özelliklerinin neşeli, sosyal, koruyucu, arkadaşça, iyimser ve işbirlikçi olduğu belirlenmiştir.
Yukarda çocuk ve anne/babanın yapması gerekenler ile uyması gereken kuralar üzerinde durabildik. Ya esas sorumlulukta payları oldukça yüksek olan erki elinde bulunduran gücün uyguladığı eğitim politikaları, yönetim ve öğretmen üzerinde hiç durmadık. Bu paydaşların başarı ve başarısızlıktaki katkılarına ilerde değinmeye çalışalım.

Sonuç olarak yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır...

İsmail KARAYILAN

Okunma: 5015 Eklenme Tarihi: 27.10.2008 Saat: 22:33
 
En Çok Okunan
İsmail KARAYILAN: En çok okunan yazısı
BAŞARININ PAYDAŞLARI


Seçenekler

   Çıktısını Al

   Arkadaşına Yolla

   Köşe Yazılarına Dön

Bu Yazıyı Oylayın
Oy Ortalaması: 0
Toplam Oy Sayısı: 0

Sizce Bu Yazı Nasıl ?

Çok İyi
İyi
Normal
Kötü
Çok Kötü


  
Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız
Kose Yazilari ©

Sayfa Üretimi: 0.04 Saniye

| SoftBlue phpbb2 style by Sigma12 © | PHP-Nuke theme by www.nukemods.com Webtasarım Coşkun © |2006